Tansu Hatipoğlu’nun ve Tuğçe Saygı’nın Zorlu Mücadelesi Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüzbaşı olarak görev yaparken böbrek rahatsızlığı başlayan Tansu Hatipoğlu ve Almanca öğretmeni Tuğçe Saygı’nın yaşadığı zorlu süreç yıllarca devam etti. Hatipoğlu malulen emekli olduktan sonra 7 yıl boyunca diyaliz tedavisi gördü. Eşi donör olmak istese de etik kurul tarafından kabul edilmedi. Diğer yandan, genç yaşta…
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüzbaşı olarak görev yaparken böbrek rahatsızlığı başlayan Tansu Hatipoğlu ve Almanca öğretmeni Tuğçe Saygı’nın yaşadığı zorlu süreç yıllarca devam etti. Hatipoğlu malulen emekli olduktan sonra 7 yıl boyunca diyaliz tedavisi gördü. Eşi donör olmak istese de etik kurul tarafından kabul edilmedi. Diğer yandan, genç yaşta karaciğer nakli olan Saygı 2019’da böbrek yetmezliği teşhisi aldı ve diyalize başladı.
İki hasta da İzmir’de özel bir hastanenin organ bekleme listesine alındı. Nihayet, 17 Eylül’de aynı kadavradan yapılan böbrek nakliyle sağlıklarına kavuştular. Hatipoğlu, “Böbrek kardeşi olduk” diyerek, organ bağışının önemine vurgu yaptı ve kadavradan nakillerin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti. Saygı ise kendini 3. hayatına başlamış gibi hissettiğini söyleyerek, diğer hastalara umut olmak için kadavra bağışının desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Nakilleri gerçekleştiren Uzman Doktor Işık Özgü, hastaların sağlıklarına kavuştuklarını belirterek, kadavradan yapılan organ bağışlarının artması durumunda çok sayıda hastanın bu sevince kavuşabileceğini dile getirdi. Özgü, organ bağışının öneminin altını çizdi ve bu yöntemin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.
Bu olağanüstü hikaye, organ bağışının ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Hatipoğlu ve Saygı’nın yaşadığı mucizevi iyileşme, diğer hastalara da umut olmayı ve kadavradan organ bağışının teşvik edilmesini gerektiriyor.
