Prof. Dr. Uğur Selek: Erken Teşhis ve Radyoterapi Önemli
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Uğur Selek, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, meme kanserinde erken teşhisin ve radyoterapinin hayatta kalma oranlarını artırdığına dikkat çekti. Selek, radyoterapinin meme kanserinde etkili bir tedavi seçeneği olduğunu vurgulayarak, bu tedavinin kanser hücrelerini hedef alarak büyümelerini durdurduğunu veya yok ettiğini belirtti. Meme koruyucu cerrahi sonrasında tümörün tekrarlama riskini azaltmak için radyoterapinin önemli bir rol oynadığını söyledi.
Doç. Dr. Şule Karabulut Gül: Kadınlarda En Sık Görülen Kanser Türü
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Şule Karabulut Gül ise meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirtti. Gül, meme kanserinin genellikle kadınlarda görüldüğünü ancak erkeklerde de görülebileceğine dikkat çekerek, ayrıca meme kanserine yol açabilecek risk faktörlerine değindi. Bunlar arasında tütün ürünleri ve alkol kullanımı, fazla kilo, hareketsiz yaşam, doğum yapmamak, genetik faktörler ve hormon tedavisi bulunmaktadır. Gül, meme kanserinde erken teşhisin ve kişisel risk faktörlerine dikkat edilmesinin önemine vurgu yaptı.
Meme Kanseri Tanısında Mamografi ve Önleyici Yaklaşımlar
Gül, meme kanserinde erken teşhisin tedavi başarısını artırdığını belirterek, 40-69 yaş arası kadınların 2 yılda bir mamografi ile takip edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, meme kanserinden korunmak için sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek önemli olduğunu vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın tarama programları çerçevesinde ücretsiz mamografi hizmetinin sunulduğunu da hatırlattı.
Bu önleyici adımların yanı sıra, meme kanseri riski taşıyan bireylerin yakın akrabalarında meme kanseri öyküsü varsa daha dikkatli olmaları ve düzenli kontrollerini yaptırmaları gerektiğine değinildi. Ayrıca radyoterapinin etkili bir tedavi yöntemi olmasına rağmen bazı yan etkileri olabileceği ve bu konuda da hastaların bilgilendirilmesi gerektiği belirtildi.